HARUN EBU HUSEYIN - YILDIRIM
  Sakal bırakmanın hükmü
 
Sözlükte Ve Şeriatte Sakalın Ölçüsü:
 
Sakal: Yanaklar ve çene arasında çıkan kılların ismidir.
Bıyık dışında, çene, iki çene kemiği altı, iki yanak ve boynun iki yanında biten tüm yüz kılları sakaldır.
Sakal bırakmanın hükmü: Sakal bırakmak akıl baliğ bütün müslüman erkeklere farzdır. Bunu, bırakılmasını emrederek, kesilmesini veya bir kabzadan fazlasının kısaltılmasını yasaklayarak Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem farz olduğunu bildirmiştir. Mevzu, asru saadette nasıl bir önem ve ehemmiyete sahip idiyse bu günde yine aynı öneme sahiptir.
Öyleyse Allah resul’u s.a.v ‘in nasıl bu önemli sünneti seniyesini ihlal edenlere karşı mevzunun önemini ciddi bir şekilde anlatmaktır.
Çünkü sakalı gerek kazıyarak irtikab edilen edilen günah   gerekse ona istedikleri şekli kazandırma günahı etrafa korkunç bir şekilde yayılmıştır.
Kafirleri bir kenara bırakın din adamları ,şeyhler,müderrisler, tefsir ve hadis okutmaya çalışanlar bile bu cürmün içerisinde rahatlıkla yüzmektedirler. Bunlarla beraber islami ilimler tahsil etmeye çalışan talebeler bile sakallarını kazımakta veya ona istedikleri şekli (kirli sakal vb) vermektedirler.
Allah resul’ü s.a.v’in : Sizden her kim bir münker görürse onu eliyle değiştirsin .Eğer eliyle değiştirmeye gücü yetmezse diliyle değiştirsin.Ona da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin buda imanın en zayıf olanıdır.(Müslim=1.c.49.n.). Hadisi geregince…….bu tehlikeli cürme karşı konuyla ilgili hakikatin ortaya konulması ve buna engel olunması gerektirttiği kanaatindeyim.Konuyu çeşitli başlıklar halinde ele almadan önce ben hasetsen , toplumun nazarında yanlış telaki edilen bir hususu izah etmek istiyorum.Buda “sünnet” kavramı çünkü toplumumuz bu kavramı iyi bilmedikleri için ona çok kısır bir mana yüklemişlerdir…Böyle bir telakkiden dolayı’da ister istemez bir çok çarpıklıklar içerisine düşmeleri kaçınılmaz olmuştur.Onlar nazarında “sünnet” denildiği zaman bunu nafileler olarak telakki etmektedirler.İşte bundan dolayıda islamın bir çok emirleri   nafile olarak gördükleri için onu yapıp yapmama onlar için bir önem arzetmemektedir.
Bahsini edeceğimiz sakal konusuda bunlardan bir tanesidir.
Oysaki”sünnet:”Kelime olarak takip edilen yol, usül, adet ve çığır manalarındadır”
Istılahi olarak “sünnet: Resulullah s.a.v.’in takip ediği yoldur….Yani onun kaviller,fiilleri ve takrirleri manasındadır.Bina enaleyh   sünnet denilince ilada nafile olan şeyler değil , bununla beraber emirler,nehiyler dahi bunun içerisine girmektedir…
Daha açık bir ifadeyle sünnet;Allah resul’ü s.a.v ‘in emrettiği ,nehy ettiği ve muhayyer bırakmış olduğu tüm şeylerdir.Öyleyse bunların içerisinde nafile olanlar olduğu gibi emir olup(yani farz olup) bizi ilzam edici olanlarda vardır…..
İşte üzerinde durmaya çalışacağımız sakal konusu da , bizleri ilzam edici emir mahiyetinde olan sünnetlerdendir.Yani sakal emir siğa sında geldiği için farz olan bir sünnettir.Ki zaten konunun üzerinde durmamıza neden olanda budur….
SAKAL İBADETİ FARZ’DIR.
Başta buhari ve Müslim olmak üzere pek çok hadis kitaplarında bir çok sahabeden nakledilen hadisler, sakalın emir siğasıyla geldiğini açıkça ifade etmektedir…
Ehlince malumdur ki emir, şeriat nazarında vucubiyet ifade eder.(yani emir ,veya vacip farz demektir.bakınız imam şafii’nin er-risale).
Abdullah ibni ömer’den rivayet ettiği bir hadisi şerifte Allah resul’ü s.a.v şöyle buyurdu: bıyıkları kısaltın , sakalları çokça ve uzunca bırakın..(Müslim 1.c.259.n)
Abdullah ibni ömer’den r.a Allah resul’ü s.av ‘in bıyıkları kısaltmak ve sakalı bolca ve uzunca bırakmakla emir buyurduğunu haber vermiştir.(a.g.e)
İbni ömer r.a şöyle dedi :Resulullah s.a.v buyurduki : “müşriklere muhalefet ediniz,bıyıkları kısaltın ,sakalları çokça ve uzunca bırakın. (a.g.e.)
Ebu hureyra r.a şöyle dedi:resulullah s.a.v buyurdu ki:”bıyıkları kesin ,sakalları salıverin, mecüsilere muhalaefet edin” (a.g.e) :görüldüğü gibi bıyıkları kesmek ve sakalıda affetmek alakalı hadisler emir siğasında gelmiştir.
Sakal konusunda emir ,değişik lafızlarla gelmiş olup beş nevidir.Bunlar
1.                 Affedin,bağışlayın……
2.                 Hür bırakın ,azad edin……
3.                 Salıverin,sarkıtın…
4.                 Yayın (yani,sağından solundan almayın)
Not: Bu kelimelin Arapça karşılığına Müslim cilt:1 sayfa.335’de bakabilirsiniz.
Bu ifadelerden anlaşıldığı gibi emir, memura (yani emr olunana)vacip olmakta ,bu sebeblede yerine getirene sevap ,terk edenede azap gerekmektedir.
İmam nevevi r.h tefsirinde bu konuda ki emir siğasının nehiyle varid olduğunu ,bu sebeplede vacip bulunduğu belirtmiştir.Çünkü nehy(yani yasak)fiilden isteği mendir.Sakal hususundaki emir siğasıda nehiyle varid olmuştur. Peygamberimizin a.s affedin,bağışlayın sözü: “sakalınızı affedin,bağışlayın-yani ona dokunmayın -:manasınadır…Öyleyse nehy ,kaçınmayı gerekli kılar.Muhalefet ise azabı celbeder.Rabbimizin bir ayeti kerimesinde buyurduğu gibi:
Resul size neyi verdiyse onu alın , sizi neyden nehy ettiyse ondan da kaçının. Allah’tan korkun,çünkü Allah’ın c.c azbı şiddetlidir.**haşr-7**
Yine bir ayeti kerimesinde :
“Resulün emrine muhalefet edenler , kendilerine bir fitnenin isabet etmesinden yahut elim bir azaba uğramalarından sakınsınlar.**nur-63**
Buyurmaktadır.Allah resulü s.v.a ise hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor:
“Size neyi emretti isem onu alınız ve sizi neyden nehyetti isem ondan da uzak durunuz” (ibni mace :1C.1n.
Herkim benim sünnetimden yüz çevirirse o benden değildir.(Müslim:4:c.1401.n.
Bizden başkasının sünnetini yapan bizden değildir.(deylemi.m.firdevs)
“kim bir kavme benzerse o ondandır”(ebu davud:4.c.4031.n)
Bu ve bununla eş manalı ayet ve hadis’lerin ifade etmiş olduğu mana gayet açık ve nettir. Bu da şudur:”sakal ibadeti Allah’ın bir emridir.Dolayısıyla bu emre muhalefet isyandır”.
SAKALIN HÜR BIRAKILMASINI EMREDEN HADİSLER..
·                   İbni ömer r.a ‘dan eygamberimiz s.a.v şöyle buyurmuştur:”Bıyıklarınızı kesin sakallarınızıda affedin(bağışlayın)(müslim01.c.259)(nesei=8.c.5191)
·                   Ebu hureyre r.a’dan; Resulullah s.a.v şöyle dedi:Bıyıkları kesin sakallarınızı azad edin(hür bırakın)..(Müslim:1:c.260.n)
·                   Resulullah s.a.v şöyle buyurdu :……….Sakallarınızı yayın(sağından solundan almayın)bıyıklarınızı kesiniz.(buhari:13.c5926.n)
·                   Enes r.a ‘dan şöyle dedi: resulullah s.a.v. bir gün oturan bir ensar topluluğun yanından geçerken birinin sakalın bembeyaz olduğunu görür, ve ona: -bunları kınala ,Yahudi ve hıritiyanlara muhalefet et,buyurdu.Dedilerki:-Peki ey Allah’ın resul’ü s.a.v ,onlar sakallarını kısaltıyorlar bıyıklarını uzatıyorlar,buna ne dersin .allah resul’ü s.a.v buyurdular ki :-Siz sakalınızı hür bırakın.(yani ona dokunmayın )bıyıklarınızı ise kısatın.(ahmed ibni hanbel müsnedinde)(elbani-silsiletu’s-sahiha )’da rivayet etmişlerdir.
“RESUL’ÜN S.A.V SAKALI”
Allah azze ve celle ‘nin sakal konusunda ki emrinin ,resul s.a.v deki uygulama keyfiyetine gelince oda şöyledir:
·                   Enes r.a ‘dan ;o şöyle dedi : Resulullah s.a.v ‘in sakalı , onun göğsünü doldurmaktaydı.(taberani.m.kebir)ve (ibni asakir)de rivayet etmişlerdir.
·                   Bera ra.’dan :resulullah s.a.v yiğit ,orta boylu .iki omzunun arası geniş , kaba sakallı ve al yanaklı idi. Saçları kulak yumuşaklarına kadar inerdi.(nesei:8.c.5197)
 SAKALI HÜR BIRAKMAK KAFİR’LERE MUHALEFETTİR.
Mevzu’nun önemli noktalarından biriside , sakal ibadetiyle Yahudilere , hiristiyanlara ,Mecusi ve müşriklere muhalefet etmektir.hatta buradaki muhalefet şeklini iyi dikkat edilirse, manzara ,sakal bırakmak şeklinde değil bilakis , sakala dokunmama şeklinde tezahür etmektedir.
Kaldı ki – hadislerinde ifadelerinden   anlaşılacağı gibi –muhalefet edilmesi gereken insanların zaten sakalı vardı .
Yani buradaki muhalefet , onlar sakalarını kısaltıp bıyıklarını uzatıyorlar.Bizim ise onun tam tersi olan , sakalları hür bırakma ,bıyıkları kısaltma şeklinde olmalıdır.
·                   İbni ömer r.a ‘dan dedi ki: resulullah s.a.v şöyle buyurdu: Müşriklere muhalefet ediniz .Bıyıkları kısaltın, sakalları hali üzere terk edin (müslim1.c .259.n)
·                   Ebu hureyre r.a ‘dan;resulullah s.a.v şöyle buyurdu:bıyıkları kesin ,sakallarıda hür bırakın ,mecüsilere muhalefet edin.(Müslim.1.c.260.n)
·                   Ebu hureyre r.a’dan resulullah s.a.v şöyle buyurdu:Muhakkak ki ehli kitap bıyıklarını uzatıp sakallarını keserler.siz ise onlara muhalefet edin Sakallarınızı affedin (bağışlayın ) bıyıklarınızı kesin.(hasen bir hadis)(bezzarın müsnedi)de rivayet edilmiştir.
SAKAL FITRAT’TANDIR .BİNAENALEYH ŞERİAT’İN İZNİ OLMADAN ALLAH’IN YARATTIĞI ŞEYİ DEĞİŞTİRMEK HARAMDIR.
Allah azze ve celle insan oğlunu şerefli bir mahluk olarak yaratmıştır. Binaleyn onun ,yaratılışında her hangi bir değişiklik yapması için, rabbinin izni olması gerekir;onun izni olmadan yapılan değişikler ise şeytanın emridir.Bu hususta şeytan şöyle demiştir:Onlara emredeceğim Allah’ın yaratışını degiştirecektir.nisa 119 Bu sebeb ten dolayıdır ki  şar ile müsle yapanlara yani yüzlerinden kıl alanlara , yaratılışını değiştirenlere lanet edilmiştir.Yani yüce allah’ın izni olmadan şeytanın emrine uyarak allah’ın yaratığını değiştirmek ona karşı isyandır.Konuyla alakalı bir hadiste şöyle buyurulmaktadır:
Abdullah ibni mesud r.a şöyle demiştir: Allah şunlara lanet etmiştir.Bedenlerine döğme yapanlar,yaptıranlar,yüzünün tüylerini yolanlar,seyrek dişli güzel görünmek için dişlerinin arasının yontan sırıtkanlar,allahın yarattığını değiştirenler .
Abdullah’ın bu hadisi esed oğullarından ummi Yakup denilen bir kadının kulağına ulaştı hemen ibni mesud’a geldi ve senin şöyle ,şöyle yapanlara lanet ettiğin haberi bana ulaştı dedi.İbni mesud’ta ona:Ben resullahın lanet ettiği kimselere niye lanet etmeyeyim dedi:Kadın and olsun ki ben kuranın iki kabağı arasında ne varsa okudum fakat senin söylemekte olduğun şeyi onda bulamadım dedi .İbni mesuda ona : yemin olsun sen onu okumuş isen elbette onu bulmuşsundur. Allah’ı teala :Resul size neyi verdiyse onu alın ,size neyi yasak ettiyse ondanda sakının buyurduğunu okumadın mı dedi. Kadın: evet dedi .İbni mesud:şüphesiz ki , resulullah s.a.v ondan nehy etti,cevabını verdi.Kadın : Ben senin ehlinin bunu yapmakta olduğunu görüyorum dedi. İbni mesud: Ehlime git bak dedi.Kadın ona gitti ,baktı, fakat düşünmüş olduğu hacetinden bir şey göremedi .(Kadın dönüp gelince)ibni mesud:Eğer eşim böyle yapmış olaydı ,o bizimle arkadaşlık etmezdi,dedi. (buhari.10.c.4846)
SAHABE’NİN RESUL’E S.A.V MUHALİF DÜŞEN FİİLERİ, BİZE DELİL OLURMU?
Sahabi söz ve uygulamaları ile alakalı işlenen yanlışlıklardan biride, bu mevzudaki yanlışlıktır.. Yani, sahabelerden bir ikisinin sakallarını kısaltmaları, sanki bu ibadetin bir beyanı imiş gibi kabul edilerek ,sakalların kısaltılması yanlışlığıdır.
Halbuki sahabe söz ve uygulamaları, ilk önce resul s.a.v baz alınarak değerlendirilir. Eğer kendilerinden südur eden söz ve uygulamaları resul’un s.a.v söz ve uygulamalarına muhalif ise o söz ve uygulama ,dinde huccet kabul edilemez .Şu nokta çok önemlidir:”Sahabe söz ve uygulamaları, bazen resul’ün   bir meseledeki beyanını izah mahiyetinde geldiği için bu kabul edilmiştir.-Tabi ki bu, resul’un s.a.v o konuda bir izahı veya uygulaması olmaması halindedir.
Bazen de resul’e ters düşen sahabi söz ve uygulamalarını, bir önceki kaideye benzeterek , o söz ve uygulamayı –Resule ters düştüğü halde bile – resulden bir beyanat olarak telakki etmektedirler ki, bu kesinlikle doğru değildir .Neden ?
Çünkü burada resul’e muhalefet söz konusudur.Öyleyse bizim bu konuda gayet uyanık olma mecburiyetimiz vardır.
Dini meselelerde bizleri ilzam edici söz ve uygulamalar muhakkak ki resul’ün s.a.v söz ve uygulamalarıdır.Çünkü Allah azze ve celle ‘nin bizler için örnek kıldığı tek şahsiyet , resul’dür s.a.v. Onun söz ve uygulamalarına ters düşen bütün söz ve uygulamalar, yapanı ve söyleyeni kim olursa olsun batıldır.(bilmemek umu men mazerettir.),uyulması gereken bir şey değildir.
Bir not:Peygamber s.a.v on şey fıtrattandır,bunlardan bir tanesi de sakalın uzatılmasıdır.(Müslim)
1) Allah’ın yarattığını değiştirme: Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:
“Allah’ın yaratışında değişme yoktur.” (Rum, 30/30)
Yani Allah’ın yaratışında ve sizi yarattığı şekilde değişiklik yoktur. Allahu Teâlâ İblis’in şöyle dediğini naklediyor:
“Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.” (Nisa, 4/99).
Bu nas açıkça, şerî bir izin olmaksızın, Allah’ın yarattığını değiştirmenin, şeytanın emrine itaat olduğunu göstermektedir. Sakal tıraşının Şeytan’ın sevdiği ve emrettiği bir yaratılışı bozma eylemi olduğunda hiç kuşku yoktur.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kendilerini güzelleştirmek için dövme yapan ve yaptıran, yüzden kıl alan (kaşlarını incelttiren), dişlerinin seyrekleştirmek için dişlerinin arasını yontturan kadınlara Allah lanet etmiştir. Allah’ın yaratmış olduğu şekli bozanlara da lanet etmiştir.”[1]
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bütün bu davranışları Allah’ın yaratmış olduğu şekli bozmak olarak kabul etmiştir. Sakal tıraşının da güzellik için işlenilen bir yaratılışı bozma eylemi olduğunda şüphe yoktur. Ve bu davranış da, yaratılışı bozmaya yönelik diğer davranışlar ile, laneti gerektiren illette müşterektir. Sakal tıraşı Allah’ın yarattığına itiraz demektir. Zira Allahu Teâlâ insanı en mükemmel surette yaratmıştır. Allah azze ve celle şöyle buyurdu:
“Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı.” (Tegabun, 64/3)
“Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık.” (İsra, 17/70)
“Biz insanı en güzel biçimde yarattık.” (Tin, 95/4)
“Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah’ın sanatıdır.” (Neml, 27/88)
Şüphesiz sakalın kesilip atılması bu büyük nimeti inkar anlamına gelir.
2) Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in emrine muhalefet: Yukarıda örnek verdiğimiz hadislerde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem açıkça sakalın uzatılmasını emretmiş ve kesilmesini yasaklamıştır. Emir ise, emredilen şeyin yapılmasını gerektirir. Emre uyan sevap, uymayan ceza görür. Usulü fıkıhta emir, karine ile lafzın zahiri anlamının kast edilmediğinin anlaşılması hali hariç, vücub ifade eder. Burada ise tüm karineler vücubu tekid etmektedir. Bütün bunlardan sakal tıraşının Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in açık ve kesin emrine aykırı olduğu anlaşılmaktadır.
Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:
“Her kim Allah ve Rasûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab, 33/36).
“Artık kim Allah’a ve Rasulüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır.” (Cinn, 72/23).
3) Kafirlere benzemek: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem birçok sahih hadisinde “Mecusilere muhalefet edin...” “Müşriklere muhalefet edin...” ve “Ehli kitaba muhalefet edin...” buyurmuştur. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sakal tıraşının müşriklerin adeti olduğunu ve müslümanların onlara muhalefet etmelerini ve benzememeleri gerektiğini bildirmiştir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu.
“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır.”[2]
Sakal tıraşı bugün çoğu kafir miletlerin şiarı olmuştur. Bu çirkin adet bize onlardan geçmiştir. Efendimiz şöyle buyurdu: “Başkasının sünneti ile amel eden bizden değildir”[3]
4) Kadınlara benzemek: Açık bir gerçektir ki Allah’ın erkekleri kadınlardan ayırdığı en önemli şeylerden biri sakaldır. Bunun tıraş edilmesi de erkeklerle kadınlar arasında ileri derecede benzerlik meydana getirir. Erkeklerden kadınlara benzemeye çalışanlar ise, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in diliyle lanetlenmişlerdir.
“Erkeklerden kadınlara benzemeye çalışanlar lanetlenmişlerdir”[4]
Eğer sakal tıraşı kadınlara benzemek değilse, kadınlara benzemek ya ne ile olur?! Sakalın erkekler için birçok faydaları vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Süstür, vakardır, heybettir ve kadın ile erkek arasındaki farktır.
5) Fıtrata aykırılık: Allahu Teâlâ şöyle buyurdu
“(Rasûlum!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rum, 30/30)
Fıtrat: Yani sünnet. Yani Allah’ın insanları yarattığı saf, temiz hal. İnsanlar buna eğilim duyarlar, buna aykırı şeylerden kaçınma eğilimi üzerine yaratılmışlardır. İnsan fıtrattan gelen bu hasletleri terk ettiği takdirde, insanlığından bir şey kalmaz. Sakal Peygamberlerin seçtikleri ve şeriatlerin üzerinde müttefik oldukları eski bir sünnet ve fıtrattan gelen bir haslettir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hulefai Raşidin, Sahabe ve Tabiin’in tamamı uzun sakallı idiler.
Sakal tıraşı; israf, vakit kaybı ve günahı açığa vurmaktır: Sakal tıraşı için jilet, tıraş sabunu ve saire şeylere masraf yapılmaktadır ki bu da Allah’ın bize emanet olarak verdiği malı uygun olmayan işlerde harcamaktır. Yarın Allah, kıyamet gününde bunun hesabını soracaktır. Bu iş için harcanan paranın fazla bir şey olmadığı söylenemez. Zira Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.” (Zilzâl, 99/9)
Aynı şekilde müslümanın vakti de çok kıymetlidir. Böylesi haram işler ile zayi edilmemesi gerekir. Sakal tıraşı açıkça günah işlemek ve bunu herkese göstermektir. Günahını izhar edenlerin günahları affolunmayacaktır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bütün ümmetim affolunur, ancak günahlarını açıktan işleyenler hariç.”
Bütün fakihler sakal tıraşının haram olduğunu belirtmişlerdir. İbn Hazm “Meratibu’l İcmaa” da şöyle diyor: “Sakal tıraşının caiz olmayan çirkin bir davranış olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Yüz, Allah’ın yaratıcılık kudretinin ileri derecede ifadesini bulduğu bir organdır. Dolayısıyla bu organa saygı duyulması ve korunması gerekir; çirkinleştirilmesi veya ihanete uğratılması değil! Abdullah b. Yezid el-Ensarî radiyallahu anhü’den “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yağma ve ibret amacıyla organların kesilmesini yasakladı.”[5]
* İbn Teymiyye “İhtiyaratu’l-İlmiyye” de şöyle der: “Sahih hadislerde belirtildiği üzere sakal tıraşı haramdır. Kimse mübah görmemiştir.”
* Hanefilerden İbn Abidin “Reddü’l-Muhtar” da şöyle der: Erkeğin sakalını kesmesi haramdır.
* İmamı Şafi de “el-Ümm” de sakalı tıraşın haram olduğunu belirtmiştir.
* Malikilerden de el-Adevi, İmam Malik’den, sakal tıraşının mecusilerin işlerinden olduğunu nakletmiştir. İbn Abdilber de “Temhid” de sakal tıraşının haram olduğunu ve bunu ancak kadınlara benzeyen kadınsı erkeklerin yaptığını belirtmiştir.
 


[1]Buhari ve Müslim.
[2]Sahih, Ebu Davud.
[3]Sahibul Camii: 5439.
[4]Buharî.
[5]Buharî.
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol