HARUN EBU HUSEYIN - YILDIRIM
  Yağmur İsteme Namazı
 
İstiska (Yağmur İsteme) Namazı
Allah Tebarek ve Teala, yağmursuz kaldıkları ve yer çoraklaştığı zaman Müslümanların Allah’a yönelip tevbe etmeleri ve bağışlanma dileyerek kendisinden yağmur istemeleri için bunu meşru kılmıştır. Allah Azze ve Celle’den yağmur istemenin meşru şekillerinden biri de İstiska namazıdır.
Bu, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in sünnet kıldığı, müstehap bir namazdır.
Birinci Mesele; İstiska Namazının Vakti:
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem güneş ışınları görünmeye başlarken İstiska namazına çıkmıştır.
Aişe radıyallahu anha’dan; “İnsanlar Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e kuraklıktan şikâyet ettiler. Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bir minber konulmasını emretti ve musallaya ken­disi için bir minber konuldu. Yağmur duasına çıkacağı günü ahaliye bildirdi. (Kararlaştırılan gün gelince) Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem güneşin kaşı (ilk ışınları) görününce gidip minberin üzerine çıktı. Tekbir aldı. Allah Azze ve Celle’ye hamd etti, sonra;
"Siz memleketinizin kuraklığından ve yağmurun ilk zamanın­dan geciktiğinden şikâyet ettiniz. Hâlbuki Allah Azze ve Celle size, ken­disine duâ etmenizi emretti ve duanızı kabul edeceğini vâdetti" buyurdu. Sonra da şöyle devam etti:
"Hamd âlemlerin rabbi, rahim ve rahman, kıyamet gününün tek hâkimi olan Allah'a mahsustur. Allah'tan başka ilâh yoktur. O dilediğini yapar.
"Ey Rabbim! Sen Allahsın, senden başka ilâh yok. Sen zengin­sin biz muhtacız, bize yağmur indir. İndirdiğini bize kuvvet ve bir za­mana ulaştıracak azık kıl.”
Sonra Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ellerini kaldırdı, bu kaldırışa koltukları­nın beyazı görününceye kadar devam etti. Bilâhare sırtını cemaate döndü, cübbesini ters çevirdi. Bunları yaparken elleri hâlâ havadaydı. Daha sonra insanlara doğru döndü, minberden inip iki rekât namaz kıldır­dı. Hemen akabinde Allah bir bulut meydana getirdi bunun peşinden gök gürledi, şimşek çaktı, sonra Allah'ın izni ile yağmur yağdı. Pey­gamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem (yollardan) seller akıncaya kadar mescidine gelmedi. İnsanla­rın (yağmurdan korunmak için) kuytuya koştuğunu görünce azı dişleri görünceye kadar güldü ve şöyle buyurdu:
"Şehâdet ederim ki Allah, her şeye kadirdir, ben de Allah'ın kulu ve resulüyüm." Bunu Ebu Davud rivayet etti.
Hükümlerinin çoğu bayram namazı gibi olsa da burada bu namaz için vakit tayin edildiğine dair bir delil yoktur. Lakin özel bir güne tahsis edilmemesi ile bayram namazından ayrılır.
İkinci Mesele; İstiska Namazı İçin Ezan ve Kamet Okunmaz:
İstiska namazı için ezan ve kamet okumak meşru kılınmamıştır. Fakat imam ve naibi sadece, insanlara çıkacakları günü bildirerek sözleşirler ve birlikte namaz için çıkarlar.
Bunun delili az önceki Aişe radıyallahu anha’nın rivayet ettiği hadiste geçmiştir; “İnsanlar Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e kuraklıktan şikâyet ettiler. Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bir minber konulmasını emretti ve musallaya ken­disi için bir minber konuldu. Yağmur duasına çıkacağı günü ahaliye bildirdi. (Kararlaştırılan gün gelince) Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem güneşin kaşı (ilk ışınları) görününce gidip minberin üzerine çıktı…” Bunu Ebu Davud rivayet etmiştir.
İbn Battal dedi ki; “İstiska namazında ezan ve kamet okunmayacağında icma edilmiştir.”
İbn Kudame dedi ki; “İstiska namazında ne ezan ne de kamet sünnet kılınmamıştır. Bu konuda bir muhalefet bilmiyoruz.”
Bu sahabenin fiili olarak sabit olmuştur.
Ebu İshak’tan; “Abdullah Bin Yezid el-Ensari, el-Bera Bin Âzib ve Zeyd Bin el-Erkam radıyallahu anhum birlikte İstiska için çıktılar. Abdullah, minber olmadan ayağa kalktı, bağışlanma diledi, sonra kıraatini sesli yaptığı iki rekât namaz kıldırdı. Ne ezan okundu ne de kamet.” Ebu İshak dedi ki; “Abdullah bin Yezid radıyallahu anh bunu Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den görmüştü.” Bunu Buhari rivayet etmiştir.
Üçüncü Mesele; İstiska Namazı, Bayram Namazı Gibi Kılınır:
İstiska (Yağmur İsteme) namazı, bayram namazı gibi, rüku tekbirleri dışında birinci rekatta yedi, ikinci rekatta beş tekbir alınarak kılınır. Bu tekbirler kıraatten önce olur.
İstiska namazında da, bayram namazında olduğu gibi kıraat sesli olur. Bunun delilleri şu şekildedir;
İshak Bin Abdullah Bin Kinane’den; “Velid bin Utbe Medine valisi iken, beni Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yağmur duasında kıldığı nama­zını sormam için İbn Abbas radıyallahu anhumâ'ya gönderdi. Gidip İbn Abbas radıyallahu anhuma'ya sordum. O da şöyle dedi:
 “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem eski elbisesini giymiş, mütevazı bir vaziyet­te, yakarır bir halde musallaya kadar geldi. Minberin üzerine çıktı. Sizin şu hutbeniz gibi hutbe okumadı. Fa­kat dua, tazarru ve tekbire devam etti. Sonra bayramda kıldığı gibi iki rekât namaz kıldı.” Bunu Ebu Davud ve Tirmizi rivayet etti.
İstiska namazında sünnet olan, daha önce geçen hadislerin gösterdiği gibi, namazgâhta kılınmasıdır. Ancak Mekke halkı bundan hariçtir. Onlar, Mescidul Haram dışında kılmazlar. Selef radıyallahu anhum’un uygulaması böyle devam edegelmiştir.
İstiska namazının namazgâhta kılınmasının delillerinden bazıları;
1- Daha önce Aişe radıyallahu anha hadisinde şöyle geçmiştir; “İnsanlar Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e kuraklıktan şikâyet ettiler. Bunun üzerine namazgâha ken­disi için bir minber konuldu…” Bunu Ebu Davud rivayet etti.
2- Daha önce İbn Abbas radıyallahu anhuma hadisinde şöyle geçmiştir; “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem eski elbisesini giymiş, mütevazı bir vaziyet­te, yakarır bir halde namazgâha kadar geldi…” Sünen sahipleri rivayet etmiştir.
3- Abdullah Bin Zeyd radıyallahu anh hadisinde şöyle geçmiştir; “Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem namazgâha namaz için çıktı…” Bunu Buhari ve Müslim rivayet etti.
Yağmur duasına çıkışta sünnet olan; sade kıyafet, tevazu, tazarru ve meskenet içinde Allah’a dua ederek, O’ndan yağmur isteyerek, tekbir getirerek ve Allah’a hamd ederek çıkmaktır.
İmam ve cemaat ellerini dua ederek kaldırırlar.
İmamın yağmur duasında ellerini, koltuk altı görünecek kadar fazlaca kaldırması meşrudur.
Aynı şekilde, imamın namazgâha çıkarken insanlara hitap ederek yağmura olan ihtiyaçlarını hatırlatması ve dua etmeye yönlendirmesi, dua etmesi ve kıbleye yönelmesi de meşrudur.
Geçen şekilden başka sıfatta hutbe okumak meşru değildir. Bunun delilleri aşağıda geldiği gibidir;
1- Daha önce geçen İbn Abbas radıyallahu anhuma hadisinde şu şekilde geçer; ““Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem eski elbisesini giymiş, mütevazı bir vaziyet­te, yakarır bir halde musallaya kadar geldi. Minberin üzerine çıktı. Sizin şu hutbeniz gibi hutbe okumadı. Fa­kat dua, tazarru ve tekbire devam etti. Sonra bayramda kıldığı gibi iki rekât namaz kıldı.” Bunu Ebu Davud rivayet etti.
2- Aişe radıyallahu anha hadisinde şu şekilde geçmişti; “Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem güneşin kaşı (ilk ışınları) görününce gidip minberin üzerine çıktı. Tekbir aldı. Allah Azze ve Celle’ye hamd etti, sonra;
"Siz memleketinizin kuraklığından ve yağmurun ilk zamanın­dan geciktiğinden şikâyet ettiniz. Hâlbuki Allah Azze ve Celle size, ken­disine duâ etmenizi emretti ve duanızı kabul edeceğini vâdetti" buyurdu. Sonra da şöyle devam etti:
"Hamd âlemlerin rabbi, rahim ve rahman, kıyamet gününün tek hâkimi olan Allah'a mahsustur. Allah'tan başka ilâh yoktur. O dilediğini yapar.
"Ey Rabbim! Sen Allahsın, senden başka ilâh yok. Sen zengin­sin biz muhtacız, bize yağmur indir. İndirdiğini bize kuvvet ve bir za­mana ulaştıracak azık kıl.”
Sonra Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ellerini kaldırdı, bu kaldırışa koltukları­nın beyazı görününceye kadar devam etti. Sonra sırtını cemaate döndü, cübbesini ters çevirdi. Bunları yaparken elleri hâlâ havadaydı. Daha sonra insanlara doğru döndü,..” Bunu Ebu Davud rivayet etti.
3- Abdullah Bin Zeyd el-Ensarî radıyallahu anh’den; “Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem insanlarla beraber yağmur duası için çıktı. Kalktı ve ayakta Allah’a dua etti. Sonra kıbleye döndü ve cübbesini ters çevirdi.” Bunu Buhari ve Müslim rivayet etti.
4- Enes radıyallahu anh’den; “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yağmur duasından başka hiçbir duasında ellerini kaldırmazdı. Yağmur duasında koltuklarının beyazı görününceye kadar ellerini kaldırırdı.” Bunu Buhari ve Müslim rivayet etti.
5- Buhari, “İnsanların imamla birlikte yağmur duası için ellerini kaldırmaları babı” diye başlık açmış ve orada muallâk olarak Enes Bin Malik radıyallahu anh’ın şu sözünü nakletmiştir;
“Bir bedevi Cuma günü Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e geldi ve dedi ki; “Ey Allah’ın rasulü! Hayvanlar helak oldu, aileler helak oldu, insanlar helak oldu.” Bunun üzerine Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ellerini kaldırarak dua etti. Cemaat de onunla beraber ellerini kaldırarak dua ettiler…”
5- İmamın Yağmur Duası Esnasında Cübbesini Ters Çevirmesinin Meşru Oluşu:
İmamın yağmur duası esnasında cübbesini ters çevirerek giymesi meşrudur. Fakat yanındaki cemaat için bu meşru kılınmamıştır.
1- Aişe radıyallahu anha, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yağmur duası ve insanlara İstiska namazı kıldırmak için çıkışını anlatırken şöyle demişti; “Sonra Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ellerini kaldırdı, bu kaldırışa koltuklarının beyazı görününceye kadar devam etti. Bilahare sırtını cemaate döndü, cübbesini ters çevirdi. Bunları yaparken elleri hâlâ havadaydı. Daha sonra insanlara doğru döndü, minberden inip iki rekât namaz kıldır­dı…”
2- Ebu Davud’un, Abdullah Bin Zeyd el-Mazinî’den rivayet ettiği hadiste şu şekilde geçmişti; “Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem insanlarla beraber yağmur duası için çıktı. Kalktı ve ayakta Allah’a dua etti. Sonra kıbleye döndü ve cübbesini ters çevirdi.”
Diğer rivayette şöyledir; “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ridâsını çevirip, sağ tarafını sol omuzu üzeri­ne, sol tarafını da sağ omuzu üzerine koydu. Sonra Azîz ve Celîl olan Allah'a dua etti.”
Bir diğer rivayet ise şu şekildedir; “Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem üzerinde Hamîsa denilen siyah elbisesi olduğu halde yağmur duasına çıktı. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (önce) elbisesinin aşağısını yu­karıya koymak istedi. Fakat ağır gelince, sağ tarafını sol, sol tarafını da sağ omuzu üzerine koydu.” Bunu Buhari ve Müslim rivayet etti. Lafız Ebu Davud’un rivayetindendir.
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol